Gülse Ülkü

Ahtapotlar RNA’larını çevre şartlarına göre yeniden düzenleyebiliyor!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kafadanbacaklılar sınıfının gelişmiş yapıdaki üyeleri -ahtapot, kalamar ve mürekkepbalığı- bugüne kadar birçok bilim insanının ilgisini çekerek mikrobiyoloji ve nöroloji araştırmalarında yer almıştır. Bu canlılar, yumuşakçalar arasında gelişmiş bir beyne sahip olmakla beraber vücutlarında 30 bine yakın sinir hücresi bulundurur ve bunların üçte ikisi kollarında bulunur. Bu nedenle her kolun kendi aklı olduğu söylenebilir ve bu kollar acil durumlarda ahtapotun hayatta kalabilmesi için çevreyi vantuzlar aracılığıyla analiz ederek kamuflaj için uyarıyı beyne göndermeden reaksiyon gösterir. Ayrıca daha önceki çalışmalara göre ise ahtapotların beyinlerinde bellek görevi gören iki bölge olduğu fark edilmiştir: kısa ve uzun süreli bellek. Bu bölgeler sayesinde ahtapotlar da insanlar gibi zeki ve öğrenme kapasitesi olan canlılardır.

Bu yıl yakın bir zamanda Cell dergisinde yayımlanan bir makaleye göre ise başlıca ahtapot olmak üzere mürekkepbalığı ve kalamar, yaşadığı suların koşullarına adapte olarak protein yapılarını koruyabilmek için RNA’larını bilinçli olarak düzenleyebilmektedir.(Rosenthal, 2023) Transkripsiyon esnasında RNA’da bazlarda adenin bazının inozinle -adenine benzer çalışır- değiştirilmesi insanda ve başka canlılarda da gerçekleşse bile bu nadiren gerçekleşir. Bu durum normalde %1’i geçmez ancak ahtapotlar RNA’larının %60’ını yeniden kodlar.

Yapılan deneylere göre bu canlıların, soğuk sularda proteinlerinin aynı şekilde çalışmasını ve sinir hücrelerindeki sodyum-potasyum kapılarının işleyişini koruyarak cevap iletiminin hızlanması için RNA’larını yeniden düzenledikleri anlaşılmıştır. Bu sayede düşük sıcaklıklarda iyi çalışamayan protein farklı bir proteinle değiştirilerek sinir sisteminin işleyişinin aksaması önlenir. Yani ahtapotlar, hayatta kalmak için kendi RNA’larını modifiye etmekle kalmaz aynı zamanda çevreye adaptasyon sağlar. Fakat Rosenthal’a göre bu kabiliyete sahip olabilmek için evrim geçirme şanslarından fedakarlık etmek durumunda kalırlar. Bunun nedeni ise, RNA’larını yeniden kodlayarak yeni proteinler üretmeleri için gerekli olan ADAR enziminin düzenleme siteleriyle birlikte genomlarında korunmasıdır. Böylece bu bölgelerde mutasyon oranı çok düşük olur yani evrim olanağını zorlaştırır. Yine de merak uyandıran sinir sistemleri, bilişsel yetenekleri sayesinde oluşan kişilik farklılıkları ve oyun oynayarak öğrenme dürtüleri sayesinde bilim insanları şu ana kadar bulunanların yalnızca buzdağının görünen kısmı olduğunu düşünmekte ve araştırmalarına ahtapotları dahil etmeye devam etmektedir.

Ahtapotlar RNA’larını çevre şartlarına göre yeniden düzenleyebiliyor!